top of page

6 yanlışın 1 doğruyla imtihanı

  • Ayhan Bölükbaşı
  • 20 Kas 2016
  • 3 dakikada okunur

Cep telefonuma sürekli doların tarihi zirvesini kırdığına dair müjdeli haberler geliyor. Bir cent’im bile yok iken kendime dert edindim :) “Bize ne ekmeği dolarla mı alıyoruz? Doları olan düşünsün.” deme özgürlüğüm olmadığının bilinciyle bu yazıyı kaleme aldım.

Kızım Elif Minel’in okuduğu bir kitap var. Şirin isminde bir kız çocuğu okul başkanlığı seçimini kazanmak için projeler üretirken kendisine “ne vaad edersem bana oy verirler?” sorusunu soruyor. Yani “iktidar olmak için gereken oyu almak seçmenlere hangi vaatleri sunmakla elde edilebilir?” Biraz düşününce sınav sisteminde kullanılan 3 yanlış 1 doğruyu götürür kuralının ne kadar adaletsiz olduğunu farkediyor, bunun yerine “3 doğru yapana 1 doğru da benden” kampanyası yapmaya karar veriyor. Birkaç parlak (!) fikir daha bulduktan sonra seçimde oy patlaması yaşanıyor ve uzak ara başkan seçiliyor. Hikaye burada bitmiyor. Nedense sandıktan çıkan öğrenci iradesine müdahale oluyor ve okul yönetimi Şirin’in başkanlığını “gerçekleştiremeyeceği vaatler sunarak oy verenleri yanılttığı” gerekçesiyle geçersiz sayıyor. Üstüne bir de okulda herkesin önünde özür dilemek zorunda kalıyor.

Gerçek hayatta işler biraz daha farklı yürüyor, sandıktan hangi şartlarda çıkarsa çıksın Milli İrade herşeyin üzerinde ve tartışmaya açık değil. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü (baskı, zorbalık) çok konuşuluyor, çoğunluğun azınlığa tahakkümü ise aynı derecede gündeme gelmiyor.

Gündeme bakıldığında bazı büyük grupların temsilcisi olarak konuşan patronlar, CEO’lar ve üst düzey diğer yöneticiler bütçelerinde %10-20 gibi daralmalar olacağını ve yıl sonunu Allaha şükrederek iyi sayılacak şekilde kapatabileceklerini söylüyorlar ama ekonomide işler iyi gitmiyor. Bizim dışımızda yaşanan olumsuzluklar da buna katkıda bulunuyor.


Dışarıdan gelen üç yanlış nedir?

i. Bir türlü ekonomisi düzlüğe çıkamayan Avrupa da İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması (Brexit)

ii. Amerika Birleşik Devletlerinde sürpriz bir şekilde Trump’ın Başkan seçilmesi

iii. Güney bölgemizde yaşanan kargaşa ve sıcak çatışma ortamı

Bu üç yanlışa bir de FED’in faiz arttırma beklentisinin güçlenmesini ekleyebiliriz.

Yıl sonuna doğru ülke ekonomimizle ilgili bozulmaya dair işaretler gelmeye başladı. Türkiye içindeki üç yanlışı da şöyle sıralayabiliriz:

i. İşsizlik: Ağustos ayı İşgücü istatistiklerine göre işsizlik artıyor, özellikle gençler arasında. İşsizlik ekonomide durgunluk sinyali olarak algılanmalı. Türkiye ekonomisinde kronik bir işsizlik olduğu bilinmekte. İşsizlik 2008 kriz sürecinde ciddi ölçüde yükselmişti ve işsizlik oranı % 13-14, tarım dışı işsizlik oranları da % 18 civarına çıkmıştı. Sonrasında işsizlik oranı ancak 2011 yılının bahar aylarında tek haneli sayılara gerileyebildi ve bir müddet % 7-9 bandında gerçekleşmeye devam etti. Sonra işsizlik tekrar yükseldi ve bahar aylarındaki sınırlı gerilemeler dışında % 10- 12 bandında bir düzeye yerleşti. 2016 yılının temmuz ayında işsizlik oranı % 10.7, tarım dışı işsizlik oranı % 13, genç nüfusta işsizlik ise % 19.8 olarak ölçüldü. Bu haftanın başında açıklanan ağustos ayı (temmuz-ağustos-eylül ayları ortalaması) istihdam verileri sonbaharda işsizlikte ciddi bir yükselme olduğunu gösteriyor. Ağustos ayı işsizlik oranının % 11.3, tarım dışı işsizliğin % 13.7 ve genç nüfus işsizlik oranının da % 19.9 düzeylerine çıktığı anlaşılıyor. İşsizlik birçok gelişmeden etkileniyor elbette ancak ülkenin büyüme performansı ile işsizlik arasında ciddi bir korelasyon var. Bu nedenle yükselen işsizlik oranı demek büyüme yavaşlıyor demektir.


ii. Cari Açık: Dış ödeme dengesine ilişkin veriler daralan cari açığın Eylül ayında durakladığını göstermekte. Bir süredir ekonomideki yavaş büyüme ve petrol fiyatlarındaki gerileme cari açığın küçülmesine olanak sağlıyordu. Bu durum ise dış finansmanda bir rahatlama sağlamıştı. Ancak bugün bakıldığında bu sürecin artık devam edemeyeceği anlaşılıyor. Cari açıktaki büyüme eğiliminin düşüşü ithalatın yavaşlamasındandan çok ihracatın ve özellikle turizm gelirlerindeki düşüşten kaynaklanmakta. Bu gelişmelere bakıldığında dış talepteki yetersizlik artarak sürmekte ve cari açık daralsa da dış finansmanda tıkanma riski artmakta.


iii. Bütçe disiplininde gevşeme olacağına dair yetkililerden gelen söylemler: 2015 yılı ekim ayı itibariyle merkezi yönetim bütçesinde 7.2 milyar lira fazla verilmiştir. Bu yılın ekim ayında ise bütçede 104 milyon lira açık vardır. Açık büyük ölçüde merkezi yönetim bütçe gelirlerindeki küçük ölçekli bir gerilemeye karşılık harcamalarda % 19 artış olmasından kaynaklanmıştır. Benzer bir gelişme faiz dışı denge açısından da söz konusudur. Geçen yılın aynı döneminde 10 milyar lira fazla verilmişken bu yıl faiz dışı dengedeki fazla 2.8 milyar liraya gerilemiştir. Bu veriler 2000’li yılların başından bu yana korunan bütçe disiplininden uzaklaşıldığı sinyalini vermektedir. Bütçedeki gevşeme yavaşlayan büyümeyi desteklemek amacıyla yapılıyorsa zamanın ruhuna uygun bir gelişme olarak nitelenebilir. Başka amaçlarla ortaya çıkan bir gelişme söz konusu ise ileride başımıza bir sorun daha sarılacak demektir.

Türkiye 2003-2012 yılları arasında “düşük kur-yüksek faiz” politikası uyguladı. 2012 den sonra politika değiştirildi ve “yüksek kur-düşük faiz” uygulamasına geçildi. Bu politikanın ne kadar süreceği henüz belli değil. Belli olan bir konu iktidar partisinin Başkanlık Sistemine geçerek tüm sorunları çözme isteğinin ciddi bir düzeye gelmiş olması. Üçü dış üçü de iç kaynaklı toplam altı yanlışı bu doğru ile sıfırlamayı düşünüyorlar.

Ege Cansen’in 3 Kasım tarihli yazısında İngiltere York Üniversitesi’nde Prof. Gülçin Özkan ve Prof. Richard Mc Manus tarafından Başkanlık sisteminin mi yoksa parlementer sistemlerin mi ekonomi için daha iyi olduğu konusunda yapılan bir araştırmadan bahis ediliyor. Çalışmada 119 ülkenin 1950-2015 arası ekonomik verileri araştırılmış.Ve sonuç: Başkanlıkla yönetilen ülkeler, parlementer sistemle yönetilen ülkelere kıyasla tutarlı bir şekilde daha kötü bir ekonomik performans sergilediği tespit edilmiş !

Ne dersiniz, üçü iç, üçü dış olmak üzere toplam 6 yanlış bizi 1 doğrudan eder mi?

Comments


Manatees - ABBD
00:0000:00
Son yayınlanan
Önceki yazılarımız
Arşiv
başlıkta arayın
Bizi takip edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Social Icon

© 2016 by  Consulting Services

  • Facebook Social Icon
  • LinkedIn Social Icon
bottom of page