Ey Bağdat'ın Paşası !

Vakti zamanında Bağdat Paşası kızının evlenme çağının geldiğini düşündüğünden kızı için dillere destan bir çeyiz hazırlatmak istemiş. Öyle bir çeyiz olsun ki, hiç kimse bir kusur bulamasın diye arzu etmekteymiş. Uzun hazırlıklar sonrasında nihayet çeyiz tamamlanmış ve Bağdat’ta halkın görmesi için sergilenmeye başlamış. Paşa da bir kapının arkasında saklanarak gelen konukların çeyizi övmelerini dinlemek istemiş.

Gelen iki kadın Bağdat Paşasının som altından yaptırdığı mangala bakıp kıkır kıkır gülmekteymiş. Paşa dayanamamış, saklandığı yerden çıkmış. “Hatunlar, bu çeyizde kusur bulmaya imkan olmadığı aşikar ancak siz yine de aranızda bi şeyler konuşmaktasınız. Söyleyin bakalım, ne dersiniz?” diye sormuş. Kadınlardan yaşlıca olanı, öne çıkmış. Paşa’ya gözünü dikmiş ve müstehzi bir ifadeyle şöyle demiş:

“Ey Bağdat’ın Paşası, nerede bu mangalın altın maşası?”

Paşamız insanların kendisinde bir kusur bulamaması için altın maşa yaptırmanın yeterli olmayacağını anladı mı, yoksa hemen altın bir maşa mı yaptırdı bilemiyorum :)

Başarmak; “Bir işi istenilen bir biçimde bitirmek, muvaffak olmak” anlamına gelir. Peki başarılı olmak için ne yapmak gerekir? Bence önceliği yapılacak işi tanımlamaya vermek gerekir. Buna hedef diyebilirsiniz. İlk iş hedef belirlemektir. Hedef belirlerken kendinizi, potansiyelinizi, hayallerinizi, amaçlarınızı, beklentilerinizi değerlendirerek kendinizi kısıtlayacak unsurlar yaratmadan, kendi direncinizi kırmadan ve abartmadan, imkansız olmayan hedefleri seçerek başlamak doğru olur. Skeakespeare’e gelip çok kötü yazdığı halde, oyun yazarı olmak istediğini söyleyen ve “daima şemsiye tamircisi olarak kalması gerektiği” tavsiyesini alan adam gibi olmayın. Diğer taraftan ortaokuldayken İngilizce öğretmeninin "Sen tam bir kaybeden olacaksın" dediği rekortmen yüzücü Michael Phelps gibi bir potansiyeliniz varsa sizi keşfedecek yüzme öğretmenini bulmaya çalışın ve diğer öğretmenin ne dediğine kulak asmayın.

Hedef belli ise bunu ömür boyu aynı tutamayabilirsiniz, bazen revize edilmesi gerekebilir, bunun zamanına ve gerekip gerekmediğine siz karar vermelisiniz.

Hedef sonrasında strateji belirlenmeli. Hedefe ulaşmak için yapılması gerekenlerin listesi yapılarak, “mümkün”-“mümkün değil”-“zor”-“makul”-“kolay” ve mümkün değil ise hiç mi mümkün değil? gibi kategorize edin. Nedenlerini yazın. Yazarken kendinizi daha kolay ikna edeceksiniz.

Buraya kadar herşey tamamsa kolay olan aşama bitti demektir :)

Sonrası sabır, çalışmak, çalışmak, çalışmak.. Görevin ne kadar küçük ya da büyük olduğu önemli değil; beklenenden biraz daha iyi yapmanız halinde, fark edilecek ve ödüllendirileceksiniz.Tutkuyla bağlı olduğunuz işi yapın. İşinizi o kadar iyi yapın ki, sizi görmezden gelemesinler.

Eğer sizin için doğru olmadığını düşündüğünüz bir şeyler yapmanız istenilen bir şirkette çalışıyorsanız ya da liderlik ve yönetimle ilgili sıkıntılarınız varsa, iki seçeneğiniz olacak: Ya hemen bırakıp gideceksiniz, ya da zorlukların üzerine gidecek ve kendinizi kabul ettireceksiniz. Hedeflerinize ulaşıp ulaşamayacağınızı siz belirleyin, bunu başkalarının ellerine bırakmayın.

İster işe yeni başlamış, okuldan yeni mezun birisi ister en tepedeki yönetici olun, herşeyi bilemezsiniz. Bunu kabul etmek de bir zayıflık değildir. En güçlü liderler hayatları boyunca öğrenci olanlardır. Bu yüzden hiçbir zaman öğrenmekten vazgeçmeyin.

Duygusal olduğunuz zamanlarda, çok mutluyken ya da kızgınken karar vermeyin. Benzer şekilde, konu hakkında bilgisi olan güvendiğiniz insanlarla istişare etmeden önemli bir karar vermeyin.

Kimse bir yatırımın ne kadar büyük olduğunu veya falanca yıl yönettiğiniz şirketin karını ne kadar arttırdığınızı hatırlamaz. Ama iyi bir insan olup olmadığınızı, adil davranıp davranmadığınızı ve ne derece sevecen olduğunuzu herkes hatırlar. Hayat uzundur, anlaşmalar da gelir geçer ama itibarınız her zaman sizinle kalacaktır.

Son söz; “Nasıl vereceğinizi öğrenmediğiniz sürece nasıl yaşayacağınızı öğrenmediniz demektir” Kirk Douglas

#başarı #bağdatınpaşası