BEPS - Matrahın Aşındırılması ve Karın Aktarımı
- Ayhan Bölükbaşı
- 16 Oca 2017
- 3 dakikada okunur

Küresel ticaret hacminin büyümesi ve sermayenin serbest dolaşımı sayesinde, uluslararası vergi uygulamalarındaki boşluklar çok uluslu şirketlerin işine gelmekte ve agresif vergi planlamalarına zemin hazırlamakta. Vergi otoriteleri her yerde Şirketlerin ortağı olduğundan vergi gelirlerindeki azalma onları çok mutsuz etmekte.
Bu mutsuzluğun giderilmesi için Vergide Etik ve Adalet başlıkları altında son dönemde uluslararası platformlarda daha çok konuşulmaya başlandı. Bu nedenle Uluslararası vergi konjonktüründe önemli değişiklikler olmakta. Bu önemli değişikliklerden biri de BEPS (TAX BASE EROSION AND PROFIT SHIFTING) yani Matrahın Aşındırılması ve Karın Aktarımı. Vergi Otorieteleri dinamik uluslararası piyasaları maalesef hep geriden takip etmekte ve yakalama konusunda da gereği kadar hızlı davranamamakta.
OECD nin BEPS tanımı şöyle: “Vergi matrahı aşındırması yoluyla kâr aktarımı, kanunlardaki boşluklar ve uyumsuzlukların kullanılarak kazancın ekonomik faaliyeti ya çok az olan ya da olmayan ancak düşük vergili ya da vergisiz yerlere sanal bir şekilde kaydırılması sonucunda, ödenecek toplam kurum vergisisin azaltması ya da yok edilmesine yönelik olarak geliştirilen vergi planlama stratejisidir.”
2013 yılında başlanan OECD BEPS çalışmaları kapsamında iki yıl içinde tamamlandı ve 23 görüşme taslağı yayımlandı. 12.000 sayfalık yorum alındı ve 11 kamuoyu görüşü ile düzenli internet yayınları yapıldı. En sonunda BEPS ile mücadele için 15 maddelik bir eylem planı hazırlandı.
Eylem planları, (i) uyum, (ii) özün önceliği ve (iii) şeffaflık ve kesinlik olmak üzere üç temel ilke üzerine kurgulanmış durumda:
Eylem 1: Dijital ekonomiye ilişkin vergisel sorunları tespit etme
Eylem 2: Ülke mevzuatları arasındaki farklılıklar üzerine kurulu hibrid düzenlemelerin etkilerini ortadan kaldırma
Eylem 3: Kontrol edilen yabancı kurum kazancı rejimlerini güçlendirme
Eylem 4: Faiz ödemelerinin gider olarak indirimi ve diğer mali ödemeler sonucu oluşan matrah kaybını sınırlandırma
Eylem 5: Şeffaflık ve ticari ve finansal işlemlerde Özün Önceliği İlkesini dikkate alarak zararlı vergi uygulamaları ile daha etkin mücadele etme
Eylem 6: ÇVÖA(ÇİFTE VERGİLEMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI)’ların kötüye kullanımını engelleme
Eylem 7: Daimi işyeri (PE-Permanent Establishment) statüsünden yapay olarak kaçınılmasını engelleme
Eylem 8: Transfer Fiyatlandırması kurallarının, gayrimaddi varlıklar yoluyla yaratılan değer ile uyumlu sonuçlar vermesini sağlama
Eylem 9: Transfer fiyatlandırması kurallarının, risk ve sermaye transferi yoluyla yaratılan değer ile uyumlu sonuçlar vermesini sağlama
Eylem 10: Transfer fiyatlandırması kurallarının, diğer yüksek riskli işlemler yoluyla yaratılan değer ile uyumlu sonuçlar vermesini sağlama
Eylem 11: Matrahın aşındırılması ve karın aktarılmasına ilişkin verilerin toplanması ve analizi ile bunları tespit etmek için gerekli yöntemleri belirleme
Eylem 12: Mükelleflere agresif vergi planlamaları hakkında bildirimde bulunma zorunluluğu getirme
Eylem 13: Transfer Fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerinin gözden geçirilmesi
Eylem 14: Vergisel uyuşmazlıkların çözümünde kullanılan mekanizmaları (Karşılıklı anlaşma usulü ve tahkime başvurma) daha etkin hale getirme
Eylem 15: Çok taraflı uluslararası bir anlaşma geliştirme
Eylem planları etkin bir şekilde uygulanabilirse ekonomik faaliyetler vergi cennetlerinden gelişmiş ülkelere kayacak. Sadece vergi avantajı nedeniyle yatırım çeken bazı bölgeler, bu avantajları kaybettiklerinde bu sermayeyi gelişmiş ülkelere kaptırma riski ile karşılaşacak.
TÜRKİYE’DE DURUM NEDİR?
Türkiye’nin 2015 yılı bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 88’i vergi gelirlerinden elde edildi. Toplam vergi gelirlerinin içinde dolaylı vergilerin payı ise %70’lere ulaşmış olup bu oran Türkiye’de yıllar içinde istikrar kazanmış durumda.
Türkiye’de son yıllarda ithalatın ihracattan daha hızlı büyüdüğü için cari işlemler açığı da sürekli büyümekte, artan dış ticaret açığı daha çok sermaye ithalatını mecbur kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye’ye yatırım yapan çok uluslu işletmelerin BEPS faaliyetlerinin mutlaka analiz edilmesi gerekir.
BEPS’e ilişkin bazı endişeler Türkiye uygulamaları için de geçerli. BEPS ile mücadelenin ruhu özümsenmeli, mevzuatı bu eylem planına göre revize edip bunlara göre yorumlar yapılmalı. Yoksa Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler ve dolayısıyla Türkiye ekonomisi olumsuz etkilenebilir. BEPS hükümleri uygulanmaz ise Türkiye’nin ve diğer ülkelerin vergi otoriteleri uyuşmazlığa düşer. Bu konuda takvimine uygun şekilde BEPS eylem planlarının kanun ve açıklayıcı ikincil düzenlemelerle birlikte mevzuatımıza dâhil edilmesi son derece önemlidir.
Comments