"İş"İMİZİ BİLİYOR MUYUZ ?
- Ayhan Bölükbaşı
- 12 Nis 2017
- 2 dakikada okunur

Yönetim bilimi 18 yy. daki Endüstri 1.0 (1712 Buhar Makinesinin icadı) hareketiyle önem kazanmıştır ancak yönetim faaliyetinin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsan hayatlarında çeşitli nedenlerle yöneticilerle karşılaşır veya kendisi yönetici durumuna gelebilir. İnsanın toplumsal yapının temel öğesi olduğu düşünülürse yönetim eyleminin önemi anlaşılır. İnsanlar yöneten, yönetilen veya her ikisi birden pozisyonunda olabilir. İnsanların kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zorluklar ve yeteneklerinin sınırlı olması yüzünden yönetim ihtiyacı doğmuştur.
Yönetim çeşitli işlerin yapılması için gerekli işler bütünüdür. Yöneticiler çeşitli örgütlerin hiyerarşik yapısı içinde çalışır ve iş arkadaşlarının emek ve görüşlerinden yararlanırken diğer yandan gerekli kaynakları bulur ve sonuca gitmeye çalışır. Bu haliyle para ve diğer kaynakları yönetir.
Peki, iş nedir?
İş kelimesinin Türk dil kurumu sözlüğündeki anlamları şöyledir: 1. Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma, 2. Bir değer yaratan emek, 3. Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev, 4. Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü, 5. Kamu yararına yapılan işler, 6. Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma, 7. Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek, 8. Ticari anlaşma, alışveriş, 9. Herhangi bir maksatla kurulan düzen, 10. Bazı deyimlerde yarar, çıkar anlamında kullanılan bir söz, 11. Yapılan şey, davranış, 12. Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey, 13. Emek, işçilik, ustalık, 14. İşlem, 15. Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış, 16. Yetenek.
Bu kadar çok anlamı olan “iş" imizi nasıl yapıyoruz?
Tek kişiye tamamen bağımlı şirketten en kurumsal takılan şirkete kadar tamamında bir düzen vardır. Kurumsallık seviyesi azaldıkça bu düzen daha kişilere bağımlı hale gelir, daha yazılı olmayan kurallar devreye girer, kayıtdışılık seviyesi artar. (Kayıtdışı olan şeyleri sadece muhasebesel değil işletmenin hafızası ile ilgili her türlü şey olarak düşününüz.) Ama yürüyüp giden bir düzen vardır. Nereden biliyoruz? Çünkü işletme hayatına devam ediyordur da oradan biliyoruz.
Peki bugün işletmenin hayatına devam ediyor oluşu, yarın da devam edeceği anlamına gelir mi? Tabii ki hayır!
Bu durumda işletmede bir düzen yani bir Yönetim mekanizması olduğunu kabul ettiğimize göre burada neye bakılmalı? Yönetimin İŞ’ini nasıl yaptığına! Yani iş süreçlerinin doğru çalışıp çalışmadığına, risklerin farkında olunup olunmadığına, bu risklerin iyi yönetilip yönetilmediğine, işletme içinde etkin bir kontrol sistemi olup olmadığına, ambara fare(ler) dadanıp dadanmadığına, sadece müşterilerin değil, tedarikçilerin ve personelin de hayatından ve bu işletmeden memnun olup olmadıklarına.. İşletmenin sürdürülebilirliğine bakılmalı !
Zeka potansiyel, Akıl ise potansiyeli harekete geçirebilme gücüdür.
İş zekasının (İş yapabilme hevesi ve potansiyeli diye okuyunuz) İş sürekliliğine (business sustainability) dönüşmesi için İş’in denetlenmesi ve doğru yönetilmesi gerekir. Aksi halde zeka akıla (sürdürülebilir karlılık diye okuyunuz) dönüşmez.
Sevgiler,
Comments