Sermayeyi Kediye Yüklemeyin !
- Ayhan Bölükbaşı
- 2 May 2017
- 2 dakikada okunur

İşletmelerde sermaye yönetimi ve kontrolü, firma açısından hayati önem taşıdığı gibi, CFO’ların özel dikkat ve özen göstermesini gerektiren konulardan biridir. İşletme (çalışma/döner) sermayesi, firmanın tam kapasite ile çalışması, üretimi kesintisiz sürmesi, iş hacminin artması, işletmenin yükümlülüklerini karşılayamama riskini azaltması, kredibilitenin artması, olağanüstü durumlarda (ekonomide konjonktürel dalgalanmalar, siyasi belirsizlikler, toplumsal hareketler, dünya piyasalarındaki dinamiklerin değişmesi vb) finansal açıdan sıkıntıya düşmemesi, faaliyetin karlı, verimli ve sürdürülebilir şekilde yürütebilmesi için önem taşımaktadır.
Brüt işletme sermayesi, dönen varlıklar toplamından oluşur. Net işletme sermayesi ise dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynakları aşan kısmıdır. Diğer bir ifade ile net işletme sermayesi cari varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edilmemiş bölümüdür.
İşletme sermayesi yönetiminde yapılan hatalar, firma açısından aşağıda özetlediğim başlıca sakıncalara sebep olmaktadır:
Dönen varlıklara (stoklar, alacaklar vb) yapılan yatırımın bir maliyeti vardır. Firma gerektiğinden fazla dönen varlığa sahip olursa, söz konusu varlıklar yabancı kaynakla finanse edilirse, firmanın finansman giderleri artar. Eğer öz sermaye ile finanse edilirse, firma öz kaynağın alternatif getirisinden mahrum kalır. Finansman şekli ne olursa olsun firmanın yüksek işletme sermayesine sahip olması, karlılık üzerinde olumsuz etki yapar. Bunun yanında stok kontrolünün zayıf olması halinde stokların modası geçer, gelir kaybı olur. Alacakların yönetimindeki hatalar da firmanın değersiz ve şüpheli alacak tutarını arttırarak, önemli zararlara yol açabilir.
Yeterli işletme sermayesine sahip olmamanın da maliyeti vardır. İşletme sermayesinin yetersizliği, birçok firmanın tam kapasite ile çalışmasını engellediği gibi, üretimde kesintilere sebep olur, maliyetleri yükseltir, müşteri siparişlerinin zamanında ve tümüyle karşılanmasını imkansız kılar, iş hacminin daralmasına sebep olur.
İşletme sermayesinin yetersizliği, firmanın yükümlülüklerini yerine getirememesine sebep olur. Böyle bir durumda, firmalar önce teknik açıdan sıkıntıya düşer, gerekli önlemler zamanında ve doğru şekilde alınmazsa işletme sermaye eksikliği nihai olarak firmanın tasfiyesine sebep olabilir. Maalesef geleceği çok parlak olabilecek birçok firma, başlangıçta işletme sermayesinin yetersizliği veya sermaye yönetimindeki hatalar sonucu başarısızlığa uğrar. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, likidite riskinin yüksekliği firmaların ödeme güçlüğüne düşerek faaliyetlerini durdurmalarına sebep olabilir.
Firmalar, piyasadaki itibarlarını, kredibilitelerini koruyabilmek/arttırabilmek için çalışma sermayelerini doğru yönetmek zorundadır. Özellikle bankalar ve finans kurumları firmaların işletme sermayelerini analiz eder. Yükümlülüklerini karşılamakta zorlanan veya gelecekte böyle bir zorluk yaşama riski bulunan firmaların yeni kaynakları bulmaları zorlaşır. “Firma dışındakilere (bankalar, tedarikçiler, yatırımcılar) güven vermek” önem verilmesi gereken bir hedeftir.
CFO’nun çözmesi gereken iki sorun; her dönen varlık kalemine ne kadar yatırım yapılacağını belirlemek (optimizasyon) ve dönen varlıkların hangi kaynakla finanse edileceğine karar vermektir.
Sermayeyi kediye yüklememek için özellikle işletme sermayesi ile firmanın karlılığı ve risk faktörleri arasındaki ilişkinin doğru tespit edilerek yönetilmesine dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Comentarios