top of page

Finansal Raporlamadan Entegre Raporlamaya

  • Ayhan Bölükbaşı
  • 8 May 2017
  • 2 dakikada okunur

Entegre Raporlama

Finansal Raporlamanın temelleri ilk tarım faaliyetlerinin gerçekleştirildiği yıllarda tutulan muhasebe kayıtlarına kadar uzanmakta. Günümüzde finansal raporlama dili olarak “Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (International Financial Reporting Standards- IFRS)” kullanılırken, makine ve emeğe dayalı üretimin azalarak bilgiye dayalı ekonominin gelişmesi sebebiyle şirketlerin varlıklarının büyük bir kısmı “maddi varlıklar”ından çoğu zaman bilançolarda gözükmeyen “gayri maddi varlıklar”a kaymış durumda.


Şirketlerin iç denetim departmanları, bağımsız denetim firmaları ve yasal düzenlemeler finansal raporları daha güvenilir hale getirirken, raporların her geçen gün daha fazla teknik bilgi içermesi, finansal uzmanlığı olmayan kullanıcıların bu raporları anlamasını neredeyse imkansız hale getirdi. Hızla artan nüfusa karşılık azalan kaynaklar, artan doğal felaketler, yaygın tedarik zincileri ve hızla gelişen teknoloji, şirketlerin farklı risk ve fırsatlarla karşı karşıya kalmasına neden olmakta. Bugün dünyanın bir ucunda yaşanan doğal afetin dünyanın başka bir tarafında üretimi durdurabilecek boyutta etkisi olabiliyor. Bu ve benzeri riskler düşünüldüğünde, şirketlerin bu risklere karşı ne tür önlemler aldığı finansal gelecekleriyle doğrudan ilişkili. Finansal raporlar artık tek başına şirketlerin geleceğine ışık tutamadığı için yatırımcılar alternatif bilgi kaynakları arayışına yönelmekte.


SÜRDÜRÜLEBİRLİK RAPORLAMASI


Günümüzde artık şirketlerin sadece ne kadar kâr elde ettiği değil, bu kârı nasıl elde ettiği de önemli bir kriter haline geldi. Paydaşlarının güvenini kazanarak pazarda iyi bir itibar elde etmek isteyen şirketlerin; operasyonlarını sosyal, çevresel ve ekonomik etkilerini tespit etmesi, izlemesi ve raporlaması; süreklilik arz eden, uzun vadeli taahhütlerde bulunması yönünde beklentiler arttı.


Birleşmiş Milletler Brundtland Komisyonu’nun 1987 yılında yayımladığı Ortak Geleceğimiz Raporu’na göre sürdürülebilir kalkınma tanımı içinde ekonomik gelişim, çevre ve çevresel değerlerin korunması, sosyal hayatın ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi boyutlarını barındırmaktadır.


Finansal raporların şirketlerin tüm performansını ve risklerini göstermekte yetersiz kalması sonucunda sürdürülebilirlik raporlaması yapan şirket sayısı her geçen gün artarken, Sürdürülebilirlik raporlarında sunulan verilerin şirketin iş modeli, stratejisi ve finansalları ile bağının kurulmaması, yatırımcıların şirketin sürdürülebilirlik performansının şirketin değer yaratma sürecine nasıl bir katkı sağladığını anlamasını zorlaştırmıştır.


Şirketlerin birbirlerinden farklı standartlar ve formatlarda raporlama yapmaları birbiri ile bağımsız, yer yer birbirini tekrarlayan ve karmaşık bilgilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sürdürülebilirlik verilerinin farklı departmanlardan toplanması genellikle bilgiler arasında kopukluğa yol açmıştır. Halihazırda uzun ve detaylı olan kurumsal raporların, yeni raporlar eklenmesi ile daha da uzaması yatırımcıların çok sayıda rapor içinde kendileri için önemli bilgileri ayırt edebilmelerini zorlaşmıştır.


ENTEGRE RAPORLAMA


2008 yılındaki finansal kriz, uzunluk ve karmaşıklığına rağmen geleneksel raporların risklere cevap vermede yeteriz kaldığını ortaya koymuştur. Bunun üzerine 2009 yılında yatırımcılar, iş dünyası ve toplum arasındaki güvensizliği azaltmak amacıyla King III raporu yayımlanmıştır. King III Raporu’nun ardından 2010 yılında Johannesburg Borsası, borsaya kote tüm şirketlerin entegre rapor yayımlamasını, yayımlamayanların ise nedenini açıklamasını (report or explain) zorunlu kılmıştır. Böylelikle Güney Afrika, entegre raporlamayı borsaya kote şirketlere zorunlu hale getiren ilk ülke olmuştur. Entegre raporlamaya ilişkin küresel boyutta çalışmaların hız kazanması 2010 yılında Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi’nin (International Integrated Reporting Council- IIRC) kurulması ile başlamıştır.


IIRC (Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi)’ye göre entegre raporlama, “Bir kuruluşun içinde yer aldığı dış çevre bağlamında stratejisi, yönetimi, performansı ve gelecekten beklentilerinin kısa, orta ve uzun vadede nasıl değer yarattığının kısa ve öz bir iletişimidir”


Entegre rapor yıllık raporla da karıştırılmamalıdır. Yıllık raporlar kuruluşun belirli bir dönemdeki geçmiş performansını ortaya koyarken entegre rapor, ileriye dönük bir bakış açısıyla kuruluşun gelecekteki yaratacağı değeri, risk ve fırsatlarını ve stratejisini yansıtır. Özel bir şirketin IIRC için yaptığı araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 95’i, entegre raporlama sayesinde organizasyonlarının nasıl değer yarattığını daha iyi anladıklarını söylemişlerdir.

Comments


Manatees - ABBD
00:0000:00
Son yayınlanan
Önceki yazılarımız
Arşiv
başlıkta arayın
Bizi takip edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Social Icon

© 2016 by  Consulting Services

  • Facebook Social Icon
  • LinkedIn Social Icon
bottom of page