Hayattan ne bekliyoruz?

“En basit sorular, en derin sorulardır” diyor Richard Bach

Hayattan istediğimizi elde edebilmek için, ne istediğinizi net bir şekilde bilmemiz gerekir. Çünkü hayatta en zor süreçlerden biri, birey olarak gerçekten ne istediğimizi keşfetmektir. Çoğumuz bunu düşünmeye vakit ayırmadığımız için bilmeyiz. Hatta tam tersine, başkalarının bizden beklentilerinin, kişisel isteklerimizi ve başarılarımızı belirlemesine izin veririz.

Eric Fromm; “Özgürlükten Kaçış” adlı kitabında; “Modern insan, istediğini sandığı şeylerin, aslında gerçekten istediği şeyler olmadığını farketmeden, ondan istemesi beklenen şeyler olduğu yanılsaması içinde yaşıyor” der.

Etrafınıza bir bakın. Kendini tüketmekten alıkoyamayan insanların yaşadığı günümüzde, insanların ne istemeleri gerektiğinin onlara reklamcılar ve medya tarafından belirlendiğini görmüyor musunuz?. Bir sürü insan, durup gerçekte neyle mutlu olacağını anlamaya çalışmak yerine, bu programlamaya balıklama atlıyor. Yani, çoğunluğun ne yaptığını, neden yaptığını sorgulamak ve daha değişik birşey yapmak yerine, çoğunluğa uyarak işin kolayına kaçıyor ve kendini daha iyi hissetmeye çalışıyor.

Kendi ihtiyaçlarımız yerine, toplumun trendlerinin daha önemli olduğunu kabul etmeye devam edersek, istediğiniz şeylere ulaşamadığımıza şaşırmamalıyız. Toplum bizden istememizi istiyor. Reklamcılar da. Ailemiz, arkadaşlarımız bizden istememizi istiyor, seyahat acentaları da, çocuğumuzun özel okulu da, tuttuğumuz takımın idarecileri de.. Herkes, istememizi o kadar çok istiyor ki, çoğumuz aslında ne istediğimizi unutuyoruz. İsteklerimiz gerçekten bizim içimizden mi geliyor, yoksa başkalarının bize uygun gördüklerini kendi isteğimiz mi sanıyoruz? İşte gerçekten ne istediğinizi bulmanın anahtarı, bunu bilmektir.

Mutlu ve zengin -maddi zenginliği kastetmiyorum- bir hayatın olmasının önündeki en büyük engel, İnsanın kendi iç sesine sadık olmaması ve toplumun peşine takılmasıdır. Yüreğinin götürmek istediği yere gitmenin kolay olmadığı bir gerçek, hele risk almayı sevmeyen yanımız ve bir sürü dış etken varken. Ama bizim için neyin önemli olduğuna ve amaçlarımıza uygun yaşayıp yaşamayacağımıza, sadece biz kendimiz karar verebiliriz. İşe, yaşamak istediğimiz hayatın kalitesi hakkında net olmaktan başlayabiliriz.

Geçimimizi sağlamak için ne yaptığımız, ne kadar ün, title, plaket ve para kazandığımız önemli değil. Önemli olan mutluluk, sağlık ve sevginin tadına varabilmektir. Çünkü Ashley Montagu'nun dediği üzere; “İnsana acı veren en derin kişisel yenilgi kişinin aslında olabileceği ile gerçekte olduğu arasındaki farkta yatar.”

#yönetim