Dalgakıran ve Yorgun Metal
- Ayhan Bölükbaşı
- 22 Ağu 2017
- 2 dakikada okunur

Yorgunluk; çalışma vb. sebeplerle bireyin ruh ve beden etkinlikleri açısından verimlilik düzeyinin azalması, bitaplık hali olarak tanımlanmaktadır.
Metal yorgunluğu ; Titreşim, çekme, sürekli esneme, kimyasala maruz kalma, ani soğuma ve ani ısınma gibi durumlarda metalleri oluşturan atomların aralarındaki bağlarda oluşan gevşeme, yapısal bozukluk olarak tanımlanmakta.
Mental yorgunluk ise; kendisini tükenmiş hisseden, odaklanma sorunu yaşayan, yapması gereken işleri yapmaktan kaçınan ve yeni sorumluluklar almaktan çekinen mutsuz ve bıkkın hisseden kişilerin zihinsel yorgunluğu için kullanılıyor.
Bugünlerde ikisi birbirine karıştırılıyor ancak ben mental yorgunluk konusunu ele almak istiyorum.
İnsan neden yorulur?
Hastalık nedeniyle oluşan yorgunluğu bir kenara bırakırsak; Yorgunluk çeşitli organlarda, özellikle kaslarda meydana gelen, aşırı çalışmadan doğan değişmelerdir. Yorulan kaslarda yük kaldırma gücü azalır, gevşeme kabiliyeti eksilir, kasılma süresi uzar. Bunların sonucu olarak, insana bir halsizlik, bitkinlik çöker, canı kımıldamak istemez; Ancak hevesle, istekle, sevinçle yaptığımız bir iş de bizi pek o kadar yormaz; çünkü, yorgunlukta ruhi bıkkınlığın, can sıkıntısı ve isteksizliğin büyük bir payı vardır.
Hastalık nedeniyle oluşan yorgunluk tedavi ile giderilir, bedensel yorgunluklar ise dinlenerek.. Peki mental yorgunluk nasıl giderilir?
Trafikten, özellikle İstanbul trafiğinden şikayet ediyoruz, çünkü gün içinde 2-3 saatimizi çalıyor, direksiyon başında ya da toplu taşıma araçlarında bitiyoruz. Gürültü var, başımızı ağrıtıyor. Yazları çok sıcak oluyor gece uyunmuyor, kışın soğuk oluyor, çocuk hastalanıyor, yollarda kalınıyor, dert bir değil ki.. yağmur yağsa yollar tıkanıyor seller akıyor, biz bakıyoruz! Çocukların okul dertleri yoruyor, özel okullar ateş pahası, devlet okullarını beğenmiyoruz, servis, forma, hafta sonu sosyalleşme kursları, aktiviteler.. hep yorgunluk bunlar..
İşyerinde de genellikle en çok biz çalışıyor ama bir türlü terfi ve/veya maaşımıza zam alamıyoruz. Hep birileri bize haksızlık yapıyor, daha az çalışıp daha fazla kazanıyorlar. İş çok yorucu, çok yoruluyoruz, çok !
Ev sahibimiz, kiracımız, komşumuz, site yönetimi, akrabalarımız, arkadaşlarımız da yoruyorlar bizi, çok yoruyorlar onlar da! Çocuklarımızın istekleri hiç bitmiyor, yetişemiyoruz...
Bu yorgunluktan hafta sonunu yatakta geçirerek kurtulamazsınız !
Zihinsel yorgunluk bir süre sonra isteksizliğe, halsizliğe, baş ağrılarına, vücut ağrılarına, hazımsızlığa, uyku sorunlarına yol açıyor ve psikolojik sıkıntıların üzerine bir de endişeler ekleniyor. Sabahları yataktan zor kalkıp, güne yorgun başlıyoruz, akşamları yorgunluğumuz artıyor ve dinlenmeye çalışıp dinlenemiyoruz. Yorgunluk nedeniyle, kendimizi fiziksel aktivitelerden geri çekiyoruz, arkadaşlarımızın gittikleri yerlere gitmemeye başlıyor, kendimizi dinlenmeye çekiyoruz ama bu durum bizi daha da yorgun hale getiriyor.
Kendinize bir dalgakıran inşa edin !
Dalgakıran; kıyıdaki yapıları, tekneleri, dalgaların yıpratıcı etkisinden korumak veya gemilerin yük alıp boşaltmasını sağlamak amacıyla liman ve iskele önlerine yapılan uzun sete verilen addır. Ve sizi hayata bağlayacak olan şeydir. Kendinize bir dalgakıran inşa etmelisiniz! Hem de hemen yapmaya başlayın çünkü inşaat izni, malzeme, proje, finansman derken epey işiniz olacak:) anca biter! Sadece sizin değil çevrenizdeki herkesin göreceği bir dalgakıran yapmalısınız, bir Çin Seddi değil ama nihayetinde sağlam olmalı.
Önce sizi yoran şeyleri belirleyin, yapmak zorunda olduğunuz şeyleri sorgulayın, neden yapıyorsunuz, yapmaya devam ediyorsunuz? Yapmaya mecbur musunuz? Bir düşünün değerlendirin. Aslında yapmak istedikleriniz nelerdir? Olmak istediğiniz yer neresi? Ne yapmak istiyorsunuz? Şimdi yapmakta olduğunuz işi neden yapıyorsunuz? Kaygılarınız gerçek mi? Risklerinizi doğru ölçebiliyor musunuz? Mutlu musunuz? Değilseniz, mutlu olmak için ne yapmanız lazım peki...
Bekarsanız işiniz kolay ama evliyseniz bu soruları eşinizle birlikte sorup yanıtlamalısınız..
Günün büyük bölümünü işte geçirdiğiniz için işe işinizden başlayın derim..Yaşamak için sandığınız kadar çok para kazanmaya ihtiyacınız olmadığı anlayabilirseniz.. birşeyler değişmeye başlayabilir..
Hayatta fırtınalar var, denizin hali belli değil elbette ama dalgakıran sizi bir çok olumsuz durumdan koruyacaktır. Bu yüzden ona iyi bakın ..
"Rüyalarınızı gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır." (Muhammed Ali Clay)
Sevgiyle,
Ayhan Bölükbaşı, Ataşehir, 22.08.2017
Ayhan Bölükbaşı
Comments